English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | brazen out v. | yüzsüzlüğe vurmak |
Phrasals | brazen out v. | pişkinliğe vurmak |
Phrasals | brazen out v. | arsızlığa vurmak |
Phrasals | brazen out v. | geçiştirmek |
Phrasals | brazen out v. | (tehlikeyle/zorlukla) yüzleşmek |
Phrasals | brazen out v. | (tehlikeyle/zorlukla) yüzleşme cesareti göstermek |
Phrasals | brazen out v. | (tehlike/zorluk) karşısında cesur olmak |
Phrasals | brazen out v. | cesurca göğüs germek |
Phrasals | brazen out v. | cesurca dayanmak/katlanmak |
Phrasals | brazen out v. | arsızca/yüzsüzce üstünü kapatmak |
Phrasals | brazen out v. | arsızca/yüzsüzce geçiştirmek |